Birçok toplumda her türlü fuhuş yasal olarak suçtur. Hepimiz biliyoruz ki ücretli cinsel hizmet alışverişi her zaman katılımcılar için mevcut ve erişilebilir olmuştur. Ben şahsen bunun bir suç olmadığını ve bu faaliyete bir şekilde katılan kişilerin toplum ve hükümet tarafından şeytanlaştırılmaması veya damgalanmaması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta, ölçeğin iki tarafı vardır: talep olduğu sürece arz da olacaktır. Cinsel hizmetlerin kullanımı gerçektir ve belirli tüketici tipleri için önemlidir. Sağlayıcılar için bir gelir kaynağı ve cinsel zevk almanın bir yoludur. Öyleyse neden buna izin verilmesin?
Bu konu hakkında kapsamlı bir makale buldum, bu makale bize ayrıca on dokuzuncu yüzyılın ortalarından günümüze kadar seks sektörü hakkında tarihi bir genel bakış sunuyor. Makaleyi tam uzunlukta paylaşmak istiyorum, bu yüzden bugünkü yazı normalden biraz daha uzun olacak, ancak okuyucular için de ilginç olmasını umuyorum.
Ancak fuhuşun kabul edilmesi Avcılar bölgelesinin kurulmasına yol açmadı; aksine, bu tür gayrı resmi yönetimin algılanan “başarısızlığı” (ya da bakış açınıza bağlı olarak yolsuzluk ya da hoşgörü) 1897’de İstanbul’un en büyük yasal Avcılar bölgesini yaratmasına yol açtı.
“Avcılar bölgesi” veya bir şehirde ticari seksin izole edildiği veya teşvik edildiği yer (veya her ikisi de) günümüzde en çok Avrupa ve Asya ile ilişkilendirilen bir kavram olabilir, ancak bu bir Gavur icadıdır. İngilizce Sözlüğü, ifadenin ilk kez 1894’te Şok gazetesi fahişe olduğu varsayılan kişilere hizmet etmek için Mahallede dükkan açan bir grup Kurtuluş Ordusu gönüllüsüne atıfta bulunarak geçtiğini belirtir. Terimin kökeni fahişelerin değil, müşterilerinin uygulamasına dayanır: bu durumda, kendi vardiyaları arasında fahişelerle karşılaştıkları evlerin kapı ve pencerelerinin dışına kırmızı fenerler bırakan demir yolu işçileri. Patronları onları bulmak isterse, ışığı arayabilirdi.